15 Ocak 2016 Cuma

O bir hafız...

Cumamız hayrolsun hayrla dolsun.
Hastalıktı,şuydu buydu derken,epeydir yazamadım.
Konu çok,lakin vakit yok.
Herşey çok bereketli,işler güçler,dertler sıkıntılar Allaha hamdolsun.
Bir zamanımızın bereketi yok .
Zaman o kadar çabuk geçiyor ki,resmen başım dönüyor.
Her gün gelen şehit haberleri.
Ülkemizde ve komşu ülkelerde olan sıkıntılar.
Yokluklar yoksulluklar.
En vahimi artık meşru hale getirilmeye çalışılan ahlaksızlıklar ve kötülükler.
Başkasının malına namusuna göz dikip nahak yere sahiblenmeler.
Af Allahım kalbim daraldı yine.
Bir inşirah.
Peki hiçmi güzel birşey yok?
Olmaz mı?
Ama o kadar az ki,kötülüklerin yanında esamesi bile okunmuyor.
Ben bugün o az olan iyiliklerden bahsedicem.
Evvela bir iyilik hareketi başlatıldı.
Kim tarafından mı?
Blog yazmama vesile olan,deli annem tarafından.
İçimizde her daim var olan,ama türlü sebeplerle açığa çıkaramadığımız bir yanımızı ki,bu iyilik hareketi ile inşallah açığa çıkacak ve iyilik yaparak en başta kendimize iyilik yapmış olucaz.
Damlada ki okyanus etketiyle,başlatılan hareketin çok ses getireceğini ümit ediyorum.
Deli annem iyilik kartları hazırlamış,o kadar hoşlar ki.
En kısa zaman da bende bu kartlardan çıkarıp çeşitli yerlere koymayı ve dağıtmayı düşünüyorum.
Bu kadar kötülüklerin ve bu kötülükleri yapan kötü insanların çok olduğu bu dünyada,elhamdülillah deli annem  gibi ve iyilik hareketine destek verip omuzlayan iyi insanlarda var.
Konunun ayrıntılarına deli anne den bakabilirsiniz.
Ben bugün bu iyilik hareketini duyurmakla kendime iyilik ettim.
Hadi durmayın sizde kendinize bir iyilik yapın.
Bu sabah çok güzel bir haber aldım bunuda sizinle paylaşmak istedim.
İstanbulda ki karşı komşum, canım kardeşim hafızlığını bitirmiş.
Sabah sabah ne kadar sevindim mutlu oldum bilemezsiniz.
İnsan için ancak çalıştığı vardır.necm suresi 39. ayet
Kardeşim çalıştı ve azmetti rabbimde ona bu kadar güzel bir nimeti ihsan etti.
Elhamdülillah.
Karşı komşum yani kübracıkla biz yatılı bir medresede bir sene beraberdik.
Ben hafız hocası oda küçücük bir hazırlık talebesiydi.
Benim hususi talebem değildi lakin bir yerde görev yapıyorsanız oradaki bütün talebelerde sizin talebeniz sizde onun hocasıydınız.
Sene sonunda ayrıldık.
Ta ki ben İstanbuldan buraya gelirken ayrıldığım evime taşınana kadar hiç görüşmedik.
İlk gelin geldiğim evde biraz sıkıntılarım vardı.
Hep niyetimiz bir an önce ordan taşınmaktı ama nereye?
Evimizin yanında küçük bir arsa vardı.
Biraz güneş görsünler ve kumla oynasınlar diya kızlarımı her gün oraya çıkarırdım.
Onlar kumla oynarken bende şöyle bir etrafı seyrederdim.
Karşı binada oturanlar dikkatimi çekti burası bir aile binasıydı bildiğim kadarıyla.
Gelip gitmişliğimiz yoktu fakat,mukabeleden tanıyordum orda oturanları.
Yine böyle oturduğum evden çok bunaldığım bir vakit karşı, binadaki komşularımdan birine haber gönderdim .
Müsaitlerse kendilerini ziyaret etmek istediğimi söylemesini rica ettim karşı komşumun kızına.
Erzurumlu olan ve misafiri havada kapan komşularım sağolsunlar müsait olduklarını ve beklediklerini söylemişler.
Kübracıkla orda karşılaştık,hey Allahım sen ne kadar büyüksün.
Meğer bizim küçük kübracık evlenmiş iki aslan parçasınada ana olmuş.
Hanım hanımcık bir evhanımı olmuş,o binada oturuyormuş.
İşin ilginç tarafı iki senedir birbirimizden haberimiz olmadan karşılıklı oturmuşuz.
Neyse biz gelip gitmeye başladık.
Birgün ben kübraya kahvaltıya gitmiştim kahvaltı esnasında karşı komşusunun taşınacağını söyledi.
Ben dururmuyum.
Hemen evsahibine çıktım kiracı çıktığı zaman evi kiralamak istediğimi söyledim.
Tamam dediler.
Bu arada çok ayrıntı var yazsam bir post konusu olur ben geçiyorum buraları ve Allah nasib etti ve biz o eve taşındık.
Kübrayla karşı karşıya oturuyorduk.
Kübra iki çocuklu bir ev hanımı olarak( içinde ukde almış )hafızlık yapmak istiyordu.
Ben onu bildim bileli sabah namazına kalkar bir dahada yatmaz.
Evi her daim temiz ve düzenlidir.
Beş senede olsa bu hatun hafızlık yaptı kardeşler neden siz yapamayasınız?
Bir ihtiyar hafız olarak ben hep şunu söylerim.
Hafızlık yapmak için çok zeki olmaya gerek yok.
İstemek ve azmetmek bu ikisi varsa zaten gerisi geliyor.
Kelamını ezberlemek için sayeden kullarını Allah hiç bırakır mı?
Bırakmaz.
Netekim şekil a da görüldüğü gibi.
Kübracığı sizin huzurunuzda tekrar tebrik ve takdir etmek istiyorum.
Rabbim hıfzını mübarek kılsın kardeşim.
Emanete hakkıyla sahib çıkanlardan eylesin.
Ha bu arada hafız yemeğini unutmadım ona göre.
Kalın selametle.


6 Ocak 2016 Çarşamba

Hastayım.
Hemde çok.
Sobanın arkasında yatıyorum.
Daha doğrusu yatmaya çalışıyorum.
Çok fena üşütmüşüm.
Her tarafım ağrıyor.
Kollarım, bacaklarım,parmaklarım bile.
Bir gün önce hastalık sinyal vermişti.
Geliyorum diye.
Hasta olmadan önce kulaklarım kaşınır.
Eyvah dedim eyvah.
Galiba hasta oluyorum.
Korktum.
Korktuğum başıma geldi.
Havalar birden soğudu.
Bundan üç dört gün önce, 15 lerde 16 larda seyreden hava,birden,-0 -1 e düştü.
Soba yanıyor,ve ben yorganın altında üşüyorum.
Eşim arıyor,telefona balım bakıyor,annen nasıl diye soruyor eşim.
Babacığım annem çok hasta onu doktora götürelim diyor,balım.
Tamam ben yoldayım  geliyorum diyen eşim on dakika sonra geliyor.
Hadi hazırlan çıkalım diyor.
Çocuklar.
Çocuklar nolucak?
Üst katta ki,komşumun büyük kızını çağırıyorum.
Doktora gidicez çocukların yanına gelirmisin,diyorum.
Hemen geliyorum ......... abla diyor.
Dilek geliyor, biz çıkıyoruz.
Bir tıp merkezi var,bize yakın ilk defa oraya gidiyoruz.
Giriş işlemlerini yaptırdıktan sonra,üst kata çıkıyoruz.
İçerde ki hasta çıkıyor,biz giriyoruz.
60 yaşlarında evlillik programı izleyen,bir doktor.
Bir bana,bir pograma bakıyor neyin var ? diyor.
Anlatıyorum.
Yanında ki yardımcısına,ateşimi ve tansiyonumu,ölçmesini söylüyor.
Sonra bizahmet geliyor,sırtıma bir alet koyuyor,nefes al ver diyor,dediğini yapıyorum.
Sonra masasına geçiyor,yardımcısına ilaç ismi söylüyor,yazması için.
Ben hemen atlıyorum,dr bey bana iğne yazarmısınız diyorum.
Diyorum çünkü,hemen ayağa kalkmak istiyorum.
Hastalığı istirahat ederek, geçirmek gibi bir lüksüm yok.
Dr peki diyor,yardımcısına iğne ismi söylüyor.
Ben bekliyorum eşim ilaçları alıyor,hemen oracıkta bir iğne yaptırıyorum.
Yarın saat 9 10 gibi gelin diyor iğneyi yapan hemşire.
Eve geliyoruz.
Namaz kılıp yatıyorum.
Allah tan yemekleri yapmıştım,eşim sofrayı hazırlıyor ev halkı yemeklerini yiyorlar.
Canım bir şey istemiyor bir an önce iyileşmek istiyorum.
İğnenin etkisiyle uyumuşum,uyandığımda bütün ev halkını oldukları yerde uyurken buldum.
Lamba ve bilgisayar açık.
Sonra teker teker uyandılar.Soba coşmuş.
Üzerinde öğlende demlediğim çay var.
Gidip mutfaktan bardak alıyorum.
İçine bolca limon sıkıyorum,birazda şeker.
Şekersiz olmaz.
Ya şekerli ya hiç.
Tekrar yatıyorum.
Bir sure gözlerim açık ev halkını seyrediyorum.
Kavgalara müdahale eden biri var evde,gürültü yapmayın anneniz hasta diyor.
Uyumuşum yatsı namazı için kalktığımda saat 1 olmuş.
Telefonuma bakıyorum,bir msj.
Kaymakımın öğretmeni göndermiş,valilik yarın okulları bir günlüğüne tatil etmiş.
Yarın yapacağı sınavı ertesi gün yapcakmış.
Zaten uzun olan geceler,hastalıkla dahada bir uzuyor.
Yatalak hastaları düşünüyorum.
Uzun uzun dualar ediyorum.
Hemen dibimde ki,çadırkent sakinleri geliyor aklıma.
İçim cız ediyor.
Bir koltuk uğruna yurtlarından ve yuvalarından uzakta bebekler ve çaresiz anneler.
Çadırlar yazın sıcağa kışın ise soğuğa karşı dayanıklıymış.
Kalbim mutmain olmuyor.
Dört duvar arasında bile,soğuğu hissederken,kapı altlarına çaput basarken,gece yarısı uyanıp üzerinden yorganı düşmüş evladımın soğuktan top gibi olmuş bedenini içim sızlayarak örterken,kalbim mutmain olmuyor ve çadırda yaşayan! insanlar ne yapıyor acaba diye düşünüyorum.
Ne az şükrediyorsunuz ayeti geliyor aklıma.
Evet ne kadar az şükrediyoruz.
Ve sabah oluyor.
Abla okul vaktine çok az kalmış hadi kalk hazırlanalım diyen balımın sesiyle uyanıyorum.
Bugün okul yok,tatilmiş,hadi yatın diyorum.
Yatmıyorlar.
Babamız ve evin küçük beyi uyanıyor.
Kalkıyorlar hep beraber odayı toplayıp havalandırıyorlar.
Kaymakım ve babası kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçiyorlar.
Allah razı olsun eşimden Cidden durumu iyi idare etti.
Kahvaltı yaptıktan sonra biz iğne için çıkıyoruz.
İğneden sonra eşim beni bırakıp yurda gidiyor,bugün nöbeti var.
Kapıyı balım açıyor,ne çabuk geldin anne diyor.
Sobanın üstündeki,taze çaydan limonlu bir kaç bardak çay içiyorum.
Bebeler kavga ediyor müdahale etmiyorum,çünkü halim yok.
Saat 11 açlıktan ölen telefonumu doyuruyorum(şarja takıyorum)teli açıyorum 4 yeni ileti.
Kadim dostum arkadaşım göndermiş.
Nerelerdesin hiç sesin çıkmıyor.diyor.
Her gün bloğa  bakıyorum yeni yazı yok diyor.
Benim sayemde bize her yer okulu keşfetmiş,bravo o arkadaşa diyor.
Bencede bravo.
Takipte kal arkadaşım.
Nasılsa biraz dalmışım.
Anne acıktım diyen bir ses.
Korkusuz cengaverim.
En kolayından birşey yapmam lazım.
Sobanın üstündeki sıcak sudan,makarna suyu koyuyorum ocağın üstüne.
Mutfak göçüyor.
Kız olsun çamurdan olsun diyen atalarımız boşuna dememişler.
Balla kaymak kolları sıvıyorlar.
Biz hallederiz sen merak etme anne diyorlar kuzucuklarım.
Her ne kadar hastayken bile,yersiz kavgalarıyla beni bunaltsalarda,yardımcıda oluyorlar.
Onlar bulaşıkları yıkarken,ben makarnayı pişiriyorum.
Sarımsaklı yoğurtlu üstü soslu istiyorlar.
Makarnayı büyük bir borcama boşaltıyorum.
Çocukluğumuzda olduğu gibi ortada tek çeşit büyük bir kap yemek ve etrafında sadece kasık ekmek ve su.
Balım yoğurdu,kaymakım sosu gezdiriyor makarnanın üstüne.
Mutfak soğuk yer sofrasını içeri götürüp,hep beraber afiyetle yiyoruz.
Kızçeler para biriktiriyorlar.
Tablet alçaklarmış.
Yeni nesil işte.
Bilgisayardan tablet modeli ve fiyatı bakıyorlar.
Kendi aralarında hesap yapıyorlar,şu kadar biriktirsek,biraz da babam koltuk çıkar diyorlar.
Gülüyorum.
Oğlum üstüme atlıyor canım sıkılıyor eğlenceli bişey yapalım diyor.
İsim oyunu oynayalım ıh ıh.
Bom oynayalım.ıhıh daha eğlenceli bişey istiyorum diyor.
Çatlak patlak oynayalım diyorum.oda olmazmış.
Tevafuk oyuncu anneye bakıyorum.Çocuklarıyla  oynadığı oyunlardan bahsediyor.Çocuklarım adına üzülüyorum böyle bir anneleri olmadığı için.

Biraz daha iyiyim elhamdülillah.
Daha iyi olcam inş.
Rabbimiz!bize dünyada  da ahirettede iyilik ver.ve bizi cehennem azabından koru. amin. 
Selametle.....