5 Aralık 2016 Pazartesi

Ufka yolculuk 2

Merhaba dostlar
Hayırlı pazartesiler:)
Başlıktanda anlayacağınız üzere,bu sene beşincisi yapılacak olan Ufka yolculık kültür yarışmalarından bahsetmek istiyorum. 
Ben ufka yolculuk iki diye başlık attım,çünkü benim için ikinci ufka yolculuk.
İlkini geçen sene girdiğim hadis yarışmasıyla yaptım.
Bu sene ki, yarışma konusu meal.
Hayat kitabımız kuranı kerim meali.
Ödüller dehşet.
46 umre hediyesi yanı sıra dosta yolculuk adında müslüman ülkelere ziyaret hediyesi de var. Endonezya Makedonya Bosna Hersek gibi. )
Ödüller bir yana kitabımızla haşır neşir olmak , onunla amel etmek için çok güzel bir fırsat diye düşünüyorum. 
Emeği geçenlerden Allah razi olsun. 
Kayıtlar 19 şubattta sona eriyor.
Yarışma 26 mart 2017 de
A B C kategorileri için soru bankalı çalışma kitabı hazırlamışlar.
Diğer kategori ler içinde hazırlıyorlarmış.
Sosyal medyada hesabı olanlar  oradan takip edebilirler.
Hatta facebookta örnek sorular veriyorlarmış hergün.
Neyse efendim ayrıntılı bilgiye ufkayolculuk.com dan ulaşabilirsiniz. 
Allah izin verirse, bu kutlu yolun yolcusuyum.
Sizde olmak istemezmisiniz?
Mini bir yarışmaya ne dersiniz? 
İşte size örnek sorulardan iki soru.

   Yusuf suresinin 92.ayetinde Hz.Yusuf, kardeşlerine kendini tanıttıktan ve kardeşleri suçlarını kabulden sonra onlara ne söyledi?
A-benden özür dilemeyin sizi Allah affetsin.
B-bugün size kızacak değilim
C-bugün size kınama yok Allah sizi affetsin
D-memleketinize dönün babama selam götürün


     İhlas suresinin1-4 âyet lerine göre aşağıdakilerden hangileri burada yer almaz?

 a-O gizli ve açık olan herşey i bilir.
 b-O Allah birdir
 c-O tevbeleri çokca kabul eder
 d-Onun hiçbir dengi yoktur
 e-Allah sameddir
 f-O esirgeyen ve bağışlayandır
 g-O doğmamış ve doğurmamıştır


   Kolay gelsin:)

25 Kasım 2016 Cuma

Her nefis ölümü tadacaktır.

Tam bir ay olmuş.
En son 25 ekimde yazmışım.
Babam rahatsız,merak edip arıyorum.
Telefona birgün önce Hollanda dan gelen halam bakıyor.
Babam nasil? hala diyorum halam ağlamaya başlıyor.
Biraz toparlandıktan sonra yavrum imkanınız varsa çıkın gelin diyor kapatıyorum.
Gitmem lazım ama nasıl?
Eşime babamı ziyaret etmek istediğimi söylüyorum.
Nasıl giderim?
 Kaçgün giderim?
Zeyneb bebek?
 Çocuklar?
 Hangi gün gidip, hangi gün hangi saatlerde gelmem uygun olur onu ayarlamaya çalışıyoruz.
Pazartesi eşimin yurt nöbeti var.
Salı kursu var.
En uygun salı akşamı gidip,pazar günü dönmek.
Gidiş dönüş bileti alıyoruz.
1 Kasım akşamı gideceğim,nasibse 6 Kasım pazar öğlen döneceğim.
Zeyneb bebeğin annesini arıyor, durumu anlatıyorum.
Sorun değil abla çaresine bakarız.diyor
Çamaşır sepetinde ne kadar çamaşır varsa yıkıyorum.
Buzluğa börek ,kek, poğaça yapıp atıyorum.
Bir yandan kuruyan kıyafetleri ütülüyorum.
Ben gelene kadar perişan olmasınlar diye koşturuyorum.
İki çeşit çorba, iki çeşit  yemek yapıp dolaba koyuyorum.
Bir yandanda ayşeme şunu şöyle yap, bunu böyle yap,ocağı açık unutma,kapılara dikkat et gibilerinden talimatlar veriyorum.
Eşim kursa gidiyor,  saat 20 00"
de geleceğim hazır olun hemen çıkalım diyor.
Ben henüz son rütuşları yapmış yatsı namazımı kılmıştım ki, eşim geliyor hemen çıkıyoruz.
Uçak 22 35' te.
Dualar okuya okuya gidiyoruz dışarısı yağmurlu ve soğuk.
Bir ara eşim radyoyu açıyor, Fatih Kısaparmak "bu adam benim babam" söylemeye başlıyor.
Ve ben  dışarda ki, yağmura eşlik ediyorum.
Ağlıyor ağlıyor ağlıyorum.
Eşim ve çocuklar la vedalaşıp ayrılıyoruz.
Saat 22 35" te kalkacak uçak yarım saat rötar la 23 00"te kalkıyor.
İki saat sonra Sabiha Gökçen havaalanı çıkış kapısında kardeşimi bekliyorum.
Arabayla on dakika uzaklıkta ki,evimize gidiyoruz.
Babam yatağında yatıyor,elini öpüyorum.
Geldinmi kızım diyor?
Geldim baba nasılsın diyorum.
Yüzlerin üzerinde olan adam 65 kiloya kadar düşmüş.
Hastalık babamı eritmiş.
Zayıfladığı için takma dişlerini çıkarmış.
Çok rahat konuşamıyor,çok halsiz.
Sağdan sola dönerken yardım istiyor.
Yemeyi çok seven babam on gündür hiçbir şey yememiş.
Dr.serum vermiş.
Az  az su içiriyoruz.
Herkes başında.
Büyük teyzem iki halam yurt dışında yaşayan erkek kardeşim ben.
Başım çok ağrıyor,uçağa binmeden aldığım ilaç fayda etmedi
Artı çok yorgunum.
Vakit geceyarısına doğru ilerlerken yatıyoruz.
Sabah kalktığımda başımın ağrısı geçmemişti hala.
Hemem iş bölümü yapıyoruz kimi kahvaltı hazırlıyor,kimimiz temizlik yapıyoruz.
Annem ve büyük halam babamın başındalar.
Gelen gidenin haddi hesabı yok.
Geçtiğimiz nisan ayında netleşmişti babamın hastalığı.
Bir anda 18 kilo vermesi hiç hayra alamet değildi.
Annemin ısrarıyla doktora gidiyorlar.
Tahliller tetkikler filmler....
Sonuç babam kanser.
Pankreas kanseri.
Dr.ameliyat günü için babamı çağırıyor.
Babam pek yanaşmıyor ameliyat sonrası sıkıntılarını dinledikten sonra kesin karar veriyor.
Ameliyat olmayacağım diyor.
Allah razı olsun kardeşim moral olsun diye babamı ramazan umresine gönderiyor.
Küçük halam babamı yanlız bırakmak istemiyor,ona eşlik ediyor.
Umre dönüşü doktora gidiyor.
Kanser ciğere sıçramış.
Ameliyat şansı olmadığı için kemoterapi ye başlıyor.
Onbeşgünde bir toplamda sekiz seans alacak.
İlkinde ben oradaydım.
Beraber gitmiştik.
İlk başlarda hiç konduramayan ben iyiyim benim birşeyim yok diyen babam son zamanlarda kendini iyice bırakmıştı.
Çok duygusal olmuştu.
Telefonda konuşurken ağlıyordu.
İşlerimi bitirip babamın başında kuran okuyorum,bir ara gözlerini açtı su istedi.
Verdim.
Tekrar kapattı.
Bir süre sonra uyanıp biraz oturmak istediğini söyledi.
İşte o an oldu ne olduysa.
Biz onu otutturmaya çalışırken,babamın birden bakışları ifadesizleşti.
Başında kuran okuya okuya gitti babacığım.
Bizi bırakıp gitti.
Yükünü hafifletip gitti.
Maddi manevi temizlenip gitti.
Elimizden hiçbirşey gelmedi.
Düşünüyorumda dünya herşey boş.
Allahın senin için takdir ettiği vakit gelince ne bir an geri nede ileri alınıyor.
Mekanın cennet olsun babacığım.
Öyle ümit ve zanediyoruz ki, sen şehit oldun.
Ahirette buluşmak dua ve temennisiyle.


25 Ekim 2016 Salı

İcatcı

Okullar açıldı,bir koşuşturmacadır gidiyor.
Daha önceki yazılarımda çocukların öğretmenleriyle alakalı sıkıntılarımızı yazmıştım.
Biraz geçde olsa,halloldu çok şükür.
Kızımın geçen sene ki öğretmeni,oğlumun öğretmeni olmuştu.
Duyunca yok artık demiştim.
Niye demiştim okuyanlar biliyor.
Okumayanlar için tık tık demiycem,daha doğrusu diyemiycem.
Çünkü tık tık yapmayı bilmiyorum. :)
Neyse öğrenirim zaar nasıl olsa daha gencimde diyemiyorum.
Adı üstünde ihtiyar hafızın günlüğü adlı bloğun ihtiyar sahıbesiyim ben.
Oğlumun öğretmeni değişti.
Yeni atanan öğretmenlerden genç bir hanım kardeşimiz geldi.
Kızımında sınıfını değiştirdik.
Şimdilik biz öğretmenlerimizden,öğretmenlerimiz bizden memnun.
Şimdilik diyorum çünkü fatımanın öğretmeni hamileymiş şubat tatilinde doğum iznine ayrılacakmış.
Duyunca Cüneyt Arkınvari uzun bir naayııır nolamaz çektik.
Kızım 3.sınıfa gidiyor üç senede dört öğretmen.
Kızlarımın aksine bizim üç numara bayağı zorluyor bizi.

Bi kere ders yapmak istemiyor.
Tezahürat larla dersin başına otutturuyoruz.
Aslan oğlum kaplan oğlum sen yaparsın sen şöylesin sen böylesin.
Derse oturuyoruz ama konuşmalar, ona buna laf atmalar ,kalkmalar gelmeler gitmeler, ağlamalar keşke hep boyama yapsam hiç yazmasam demeler...

Af Allahım sen yardım et.
Dürüst olmak gerekirse bunun böyle olacağını biliyorduk ama bu kadar  bunaltacağını düşünmemiştik.
Zaten Ahmetin ödev işi babamızda.
Ama bazen bana kalıyor.
Misal şimdi kursu var geldi yemek yedi tekrar okula gitti.
Ahmete ültimatom verildi.
Oğlum benim çıkmam lazım, ben gelene kadar ödevlerini bitir anneni bunaltma.
Babamızı yolcu ettik, derse oturduk.
Daha doğrusu oturmaya çalıştık.
Ben böyle herkes sofraya oturup servis yaptıktan sonra sofraya oturuyorum ya, yine birgün böyle geç oturunca,babasına baba annemden şöyle birkaçtane alsan biri temizlik yapsa,biri yemek yapsa annem çok yoruluyor, bizimle beraber sofraya otursa demiştide ne kadar gülmüştük.
Sanki manavdan meyve siparisi veriyor.
Babamız hemen olur oğlum bana uyar demez mi.?
Ya huyundan ya suyundan dedikleri şey bu olsa gerek.
Zira bulunduğumuz ilçede ki  erkeklerin  % 75 i iki üç evli.
Neyse biraz sıkar dedik konuyu kapattık.
Başlıktan anlayacağınız üzere,oğlum büyüyünce icatcı olacakmış,kendinden iki üç tane daha yapcakmış.:)
Böylece ders yapmak ,çöp atmak ,ekmek almak zorunda kalmayacakmış.
Ne çözüm ama?
Allah iyiliğini versin çocuk senin emi.
Aaaaaamiiiiiiin.



18 Ekim 2016 Salı

   
     "Zarar,hep fakir fukaraya,garib gurabaya.Karı ise ancak kelime sonlarında görebiliyorlar; Cefakar
                                                 Fedakar.....

14 Ekim 2016 Cuma

"Bu yazı sevgili begonvil sokağının 24 saat size yetiyormu? adlı yazısından ilham alınarak yazılmıştır"


Saat 7 de kalkıyorum.
Akşamdan biraz hazırlık yapıyorum.
Kızlara yarın giyecek kıyafetlerini hazırlamalarını tembih ederek,Ahmetin kyafetlerini ayarlıyorum.
Doğduğundan beri uykuyla arası olmayan Ayşem genelde benden önce kalkıp hazırlanır.
Fatımamı uyandırır,Okul vaktinin geldiğini söylerim.
Sağolsunlar fazla uğraştırmazlar beni.
Bir yandan Ahmeti hazırlarken,bir yandan beslenme çantalarını hazırlarım.
7 40 itibariyle hep beraber evden çıkıyoruz.
 Ben hariç herkes okula.
Babamız sağolsun önce beni, daha sonra çocukları bırakıp okuluna gidiyor.
İhtiyar hafız nereye gidiyor? acaba diye merak edenler olmuştur.
Annesi gelene kadar (13 00) minik Zeynebe gözkulak olmaya gidiyorum.
Evet evet bebek bakıcısı oldum sonunda:)
Sonunda diyorum çünkü geçen sene bu ilçeye geldiğimizden beri bebek bakmak istedim,istemekle kalmayıp okullara gittim,bebek bakıcısı arayan olursa bu işi yapabileceğimi söyledim,ilçenin en meşhur kırtasiyesinin camına ilan astım ama nafile.
Birtürlü kısmet olmadı.
Birgün temizlik yaparken oğlum "anne bebek bakıcısı olamadın senden olsa olsa temizlikçi olur "demiştide nekadar gülmüştüm.
Gelelim Zeyneb bebeğe,minik zeyneb henüz üç aylık.
Anne ve babası öğretmen.
Ben giriyorum anne çıkıyor.
Zeyneb genelde uyanık oluyor.
Biraz zeyneble konuştuktan  sonra,karnı tok olan zeynebin altını alıyorum ve uyuyor.
Maaşallah bakıcısının minik kuzusuna sakin bir bebek.
Çok iyi anlaşıyoruz.
Zeyneb uyurken biraz haberlere bakıp,gündemi takip etmeye çalışıyorum.
Günlük okumam gereken cüzümü sesli bir şekilde okuyorum zeynebde nasiblensin diye.
Sosyal medyada yokum.
Evimde evlendiğimden beri tv yok.
İlk beş sene internette yoktu.
Yani sevgili begonvil sokağının yazdığı gibi uzak durmamız gereken üç t den (tablet televizyon telefon) üçlüsünden sadece telefon var.
Sosyal medyada olmadığım için,telefonda fazla meşgul etmiyor.
Takibettiğim birkaç haber sitesi ve blog.
Saat 13 de minik zeynebin annesi giriyor ben çıkıyorum.
Eve geldiğimde çocuklar henüz okuldan gelmiş oluyorlar.
Üstümüzü çıkarıp evi bıraktığımız yerden toplamaya başlıyorum.
Çocukları yedir,namaz kıl yemek yap sırayla ayşem daha sonrada babamız geliyor.
Yemek ye sofrayı topla,bulaşıkları yıka akşam oluyor.
Akşam namazını kılıp biraz istirahat ettikten sonra,20 21 arası okuma saati yapıyoruz.
Ben önümüzdeki aylarda gireceğim sınava hazırlanırken,ahmet ödevini yapıyor.
Kızlarda babalarıyla kitap okuyorlar.
Okuma/ders çalışma saati bitiminde çay içmek için biz mutfağa geçerken çocuklarda birşeyler bakıyorlar.
Çoğu zaman bakarkende uyuyakalıyorlar.
Yataklarını aç onları yatır ,mutfağı topla namaz kıl varsa ütü yap saat 23 oluyor ve galiba 24 saat bana yetiyor.
Zamanın rabbine şükürler olsun.
Bu arada zaman bana yetmiyor,ne yapsamda zamanı yetirsem diyenleriniz varsa,sevgili begonvil sokağının 24 saat bize yetiyormu? adlı yazısını okumanızı tavsiye ederim.
Çok güzel öneriler var.
Selam ve dua ile
Allaha emanet olun.

13 Ekim 2016 Perşembe

"Bazı insanlar,kişiliklerinin eksik yanlarıyla yüzleşmek yerine,eksikliklerini başkalarının masumiyetlerine dil uzatarak  kapatmayı ve sağır vicdanlarına karşı,dürüst olmaktansa,ağır kusurlarını yükleyecek bir günah keçisi bulmayı tercih ederler"
     
      Selam ve muhabbetle....

10 Ekim 2016 Pazartesi

"İnsanlar,daha çok kendilerinin ihtiyacı olan şeyleri başkalarına vermeye bayılırlar.

  Mesela nasihat etmek gibi.......

4 Ekim 2016 Salı

Merhaba sevgili dostlar
Karakaplı bir defterim var benim,hoşuma giden sözleri kaydettiğim.
Ara ara onlardan yazıp,sizinle paylaşmayı düşünüyorum.
İşte onlardan ilki.


  "Geçmişle yaşamak,en ağır ruh hastalığıdır.Eğer yenemezsen,asla yeni bir gelecek yazamazsın."
 
   Selam ve dua ile

30 Eylül 2016 Cuma

Hayrla huzurla gel.....1438

Pazar günü 2 Ekim aynı zamanda 1Muharrem
Yani hicri yılbaşı.
Hicri yılbaşı, bu mübarek günün müslümanlar açısından bir çok özel ve mukaddes anlamı vardır.
Hz. Ömer zamanında takvim başlangıcı olarak kabul edilen bugün Allah'ın ayı Muharrem ayınında başlangıcıdır.
Peygamberimizin Mekke'i mükerremeden Medine' imünevvereye hicretinin başlangıç kabul edildiği tarihe,seneye"Hicri yıl" denir.
Burada ayın hareketi esas alındığı için "Hicri Kameri sene" yada"sene i Kameriyyede denir.
Hicri takvim Miladi takvim gibi 12  ay esasına dayanır.
Hicri takvimin başlangıcı Muharrem ayı,sonu ise Zilhıccedir.
Hicri takvimde geçen ay isimleri şöyledir;Muharrem
Safer
Rebiul evvel
Rebiulahır
Cemazilevvel
Cemazilahir
Receb
Şaban
Ramazan
Şevval
Zilkade
Zilhıcce

Hayr ve huzurla gelip,hayr ve huzurla bizi terketmesi duasıyla.
Hicri yılbaşınızı tebrik ederim.

29 Eylül 2016 Perşembe

Ritalin anneleri...

Merhaba sevgili okurlar.
Bu yaz bir ilaçla tanıştık.
Başlıktan da anlayacağınız üzere, ilacın adı ritalin.
Nasıl tanıştığımıza gelince,tanışmamıza bizim korkusuz cengâver (20 Aralık 2010)doğumlu oğlum vesile oldu.
Ayaklandığı günden beri,hergün bir vukuat:(hangi birini sayayım.
Çok şükür rabbimin korumasıyla bugünlere kadar geldik,bundan sonrada O'na emanet.
Yok yok bu çocukta bir rahatsızlık var bunu Dr. götürmeliyiz dediğim zamanlar,"küçükken bende öyleydim üç ablam peşimde dolaşıyorlardı,çocuk çocukluğunu yapıyor"sözleriyle karşı çıkıyordu eşim.
Beni en çok bunaltan durumlar eşyalara ve ablalarına bilerek zarar vermesiydi.
Ablaları artık o kadar bunalmışlardı ki,Ahmet'in şiddetine maruz kaldıklarında"niye doğurdun bu çocuğu biz size yetmiyormuyduk,yeter artık bıktık bu çocuktan "serzenişlerine maruz kalıyordum:)
Sonunda eşimi razı ettik ve çocuk pskiyatırdan randevu aldık.
Zamanı gelince babamız gönülsüz,ben umutlu çokca endişeli hastaneye gittik.
Sıramız gelince içeri girdik,Dr.hanım hoşgeldiniz dedikten sonra Ahmetle konuşmaya başladı.
İsmini bildiği halde ismini öğrenebilirmiyim?dedi.
Ahmet kendinden emin bir şekilde ismini söyledi,kaç yaşındasın?kardeşlerin varmı?ne yapmaktan hoşlanırsın?bu minvalde biraz sohbet ettikten sonra buraya niçin geldiğine dair bir bilgin varmı?diye sordu Dr.hanım.
Ahmet yok anlamında  başını salladı.
Bana dönerek " o halde annene soralım"dedi.
Ben şaşkın bir vaziyette Ahmet'in yanındamı dedim.
Her ne kadar çocuk da olsa yaptıklarını onun yanında anlatamazdım.
Dışarda kimse varmı? dedi bende babası dışarda dedim.
Ahmet sen biraz dışarda babanın yanında beklermisin dedi.
Ahmet dışarı çıkınca ben anlatmaya başladım
Dr.hanım hemen teşhisi koydu.
Hiperaktivite dikkat eksikliği.
Hemencecik de bir ilaç yazdı,beyinde "dopamin"adında bir madde eksikliği hiperaktiviteye neden oluyormuş.
İlaç eksik olan madde işlevini görecekmiş.
Yaşı küçük olduğu için  dozu çok az verecekmiş,doz az olduğu için etkisini hemen göstermeyebilirmiş.
Biraz sabırlı olacakmışız,ayda bir kontrole gelcekmişiz.
İştahsızlık ve uyku gibi yan etkileri varmış.
Biraz uyuşuk gibi olurmuş,aslında o normal haliymiş.
Anormal hali şimdiki halmiş.
Reçeteyi  yazdı kullanma şeklini söyledi,müsaade isteyip ayrıldık.
Ilacın ismi Ritalin.
Dürüst olmak gerekirse Dr.hanımın anlattıkları biraz kafama yatmıştı,endişelerimle beraber.
Ilacı aldık eve geldik hemen prospektüsünü okumaya başladım.
Bir sürü yan etkisi var, bu kadar yan etkisi olan ilacın tam  etkisi ne ola ki?
Yetinmedim,netten de araştırmaya başladım.
Doğrusu hiç hoş şeyler yazmıyordu.
Hastalık için ilaç değil de,ilaç için hastalık üretiliyor sözü aklıma geldi.
Tek dertleri kasalarını doldurmak olan dev ilaç şirketlerinin bir oyunu olabilirdi.
ABD de yasaklanmış.
Ekşi sözlüğe bile baktım.
En çarpıcı olanı indigo dergisinde yayınlanan "Bir annenin ritalin öyküsü"adında ki yazıydı.
Link vermeyi hala beceremiyorum.
Bir annenin ritalin öyküsü diye yazarsanız hemen çıkıyor zaten.
Çaresiz bir şekilde  oğluna kullanmak zorunda olan bir annenin anlattıkları ilginçti.
Bu kadar araştırmadan sonra zaten gönlü olmayan eşimle ortak ilacı kullanmama kararı aldık.
Elhamdülillah hiç vermedim.
Ilacı vermek en çok benim işime yarardı,lakin bu kötülüğü yapamazdım çocuğuma.
Burda sorgulanması gereken çok konu var.
En başta bu kadar yan etkisi olan bir ilacı Dr.lar neden yazarlar.
Saglık bakanlığı bilmiyor mu?
Canımız sağlığımız sana emanet ya rab!
Yazımı okuyanlardan hassaten rica ediyorum
Bîzzat kendi kullanan,yada yakını kullanan varsa izlenimlerini burada paylaşırsa çok memnun olurum.
Hepinize sağlık sıhhat ve afiyet dolu bir ömür diliyorum.
Allah'a emanet olalım.

24 Eylül 2016 Cumartesi

Ben geldim.....:)

Esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatuh
Merhaba dostlar
Hepinizi hasretle ve muhabbetle selamlıyorum.
Allah'ın izniyle  kendimi hep iyi hissettiğim yerde iyi hissetmek için yine buradayım.
Rabbime sonsuz şükürler olsun.

"Hatırlayın ki Rabbiniz size:Eğer şükrederseniz,elbette size nimetimi arttıracağım ve eğer nankörlük ederseniz,hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.diye bildirmişti."
İbrahim 7

Her bir ayeti birbirinden güzel Rabb'imiz  bize va'd ediyor.
Ve şüphesiz ki,Allah'ın va'di haktır.
Casiye 32


Şükür,eldeki nimetin bağı,gelecek nimetin ağıdır.
Evden çıkarken bazı çekincelerim korkularım endişelerim vardı.
Rabbimin yardımı başta canım annem ve yola çıkacağım zaman umrede olup sıkıntılarımın bertaraf olması için dua eden halam ve siz kıymetli okurlarımın dualarıyla,korktuklarımdan emin,umduklarıma nail oldum.
Elhamdülillah
Rabbim bizi her daim şükreden kullarından eylesin.
Bir gecede dengeleri altüst eden 15 Temmuz darbe kalkışması olmayaydı güzel bir tatil olmuştu.
Bu konuya hiç girmiycem zira,burası hem yeri değil hemde işin içinden çıkamam.
Ülkemize kasteden iç ve dış düşmanların şerrinden Allah'a sığınırız.
Rabbim bir daha bize böyle bir gece yaşatmasın.amin
Ara ara takip ettiğim blokları okuyup arada birde yorum yazdım ama bloğuma hiç yazamadım.
"Nerelerdesiniz?inş afiyettesinizdir" diye beni merak eden incelikler yüzündene de hususen teşekkür ediyorum.
Geldim işte buradayım kardeşim:)
İnşaallah vakit buldukça yazıcam.
Vakit buldukça diyorum çünkü,yoğun bir mesai beni bekliyor.
Önümüzdeki aylarda girmem gereken resmi bir sınav,ölene kadar tekrarlamam gereken hafızlığım,(bu arada sabah bir arkadaşım bana mesaj göndermiş.senin sayende hafızlık tekrarına başladım 4.cüzü verdim hemde şamile demiş.şamil 15 yaşında ki hafız olan oğlu.ne kadar hoş değil mi?hafızsın hafız olan evladına ders dinletiyorsun.bizede nasib olur inş.dua etde daim olsun diyede bitirmiş mesajını.
Âmin arkadaşım.Rabbim muvaffak etsin.)Ne kadar sevindim bilemezsiniz.
Hasılı çok işim var çooook.
Bu arada ev bütçesine katkıda bulunmak için bebek bakmayı bile düşündüm.Çocukların hepsi okula gidiyor.Şimdiye kadar bir taleb olmadı ama bekliyorum.Varsa bakıcı arayan ben burdayıııım:)
Bu arada eğitim yılının başlamasıyla canımız yine sıkıldı:(
Daha önce ki yazılarımı okuyanlar bilir,Fatıma Zehra'nın öğretmeni ile bayağı sıkıntılarımız vardı,ve şöyle böyle seneyi bitirsek bile,mümkün değil önümüzdeki sene sınıfını değiştirmek istiyorum demiştim.
Öğretmen kardeşimizi birinci sınıflara vermişler.
İyi zaten öğretmeni değiştirmek istiyorduk en azından arkadaşlarından ayrı olmaz dedik.
Sevindik:)

Ne var ki sevincimiz ertesi gün yoğun bir hüzne dönüştü.:(


Şöyleki  Pazartesi günü okula gittiğimizde birinci sınıfları listelemişler birinci sınıf okutacak öğretmenler kur a çekecek kime hangi şube çıkarsa o şubeyi okutacak dediler.
Ertesi gün yani salı günü dualar ede ede okula vardığımızda kur alar çekilmiş,ismi 1 D sınıf listesinde yer alan Ahmed yasinimizin öğretmeni Fatıma Zehra'nın öğretmeni olan ....... Hoca olmuştu.
Şaka gibi değil mi?
Dururmuyum,soluğu müdür yardımcılarının odasında aldım.
Bayan olan m yardımcısı hocamıza mevzudan bahsetmiştim.
Kızımın öğretmeni olmasını istemediğim öğretmen oğlumun öğretmeni olmuştu.
Durumu anlattığımda m yardımcısı hocamız güldü.
Şu an birşey yapamayacağını ileriki günlerde bakacağını söyledi.
Ahmet'i alıp eve geldik.
Bakalım nolucak?
Rabbim işini hakkıyla yapan liyakat sahibi öğretmenler nasib eder inş
Ahmedime Fatımama ve bütün çocuklarımıza.
Görüşmek üzere hoşçakalın.










25 Haziran 2016 Cumartesi

Konuk Yazardan: "Psikolog Maceram"

Merhaba. Sonunda İhtiyar Hafız'ıma söz verdiğim yazıyı yazıyorum. Evet tek seferlik konuk yazarım ama ne yazacağım hakkında pek bir fikrim olduğunu söyleyemem. O yüzden işi gücü olan kıymetli vaktini harcamayabilir.
Geçen hafta bir psikolog görüşmem vardı. Recall Healing denen bir terapi yöntemi varmış. Psikolog bu yöntemi annesi üzerinde denemiş ve annesinin her bahar şiddetli geçen alerjisi bu sene çok da nüksetmemiş. Alerji-Hastalık-İyileşme kelimeleri facebookta trafik ışığı gibi yanıp sönünce ben de aldım randevuyu gittim. Tabi bu kelimelerin beni niye çektiğini de yazmak lazım. Kasım ayında bademciklerim iltihaplandı. 10 adet iğne vuruldum. İki hafta sonra tekrar 10 adet iğne, iki hafta sonra tekrar iltihaplanınca başka bir doktor 10 tane daha ve böyle böyle iki ay içinde toplam 38 adet iğne vurulup son iki tanesini mabadımın üzerinde oturamayacak hale geldiğimden serum içinde aldım. İğneler bitince yuttuğum antibiyotiğin sayısını bilmiyorum. Ama geçti mi geçmedi. Tekrar tekrar haziran ayına kadar bademciklerim iltihaplandı. Eklemlerim ağrıdı. Bir araba dolusu sopa yemiş gibiydim. Ağzımı açınca sızan iltihap görünür haldeydi. Şayet bademciklerim şiş değilse burnum ya da kulaklarım tıkalıydı. Baktım bu işi modern tıp çözemeyecek, alternatif tıbba daldım. Attarın biri bana öylesine yenilemez bir macun hazırladı ki- hem de tam 300 tl ye-kıyıp da yiyemedim. Ölümcül bir hastalığa yakalanırsam yiyeceğim. Bir kaç kez hacamat yaptırdım. En son 1 mayısta haccama boğazımı sen mi kesersin ben mi keseyim deyince tarama hacamatlarıyla kafa hacamatını beraber yaptırmış oldum. Tabi ya bu kadar hacamat bünyeme ağır geldiğinden ya da kol kadar saçımın kazınıp kafa derimin maymunun totosu gibi açığa çıkmasından bilemiyorum, yataktan çıkamaz hale geldim. Ve tekrar modern tıp. Acilleri atlıyorum. Kendimi çekemez tahammül edemez hale geldim. Sürekli ağlıyorum. Burun beton gibi beyne oksijen gitmiyor. Burun tıkalıyken insanın algısı da sekteye uğruyor. Hatta kendime zeka testi yaptım, 100 (ortalama zeka) çıktı. Ben Ortalama Zeka çıktım! Resmen depresyon etkisi yaptı bende. Çift koldan hastalıkla savaşmaya karar verdim ve tavsiye üzerine adını öğrendiğim ermeni bir doktor ile facebookda Recall Healingle anasını iyileştiren psikologdan iki gün arayla randevu aldım. Doktor hastalığıma teşhis koydu. FPAPA. 4 tane prednol yutunca tamamen iyileşen bir bağışıklık sistemi hastalığı. Alerjim içinse duact. Resmen mucize. 10 tl lik hap burnumu açtı beyin hücrelerimin sevinç çığlıklarını duydum resmen. Kendisinden önce gittiğim 3 kbb uzmanını Allah'a havale ettim dersem inanmayın. 7 sülalelerine saydırdım.
Gelelim Recall Healige. Hastalıkların temelinin psikolojik sıkıntılar, bastırılmış duygular, söylenememiş sözler yüzünden olduğunu ve iyileşmek içinde bu travmaların ne olduğunu, ne hissettirdiğini tanımlamak gerektiği felsefesine dayanan bir yaklaşım. Bunu ortaya atan kişi oğlunu bir kaza sonucu yitirince kolon kanserine yakalanan, kendi gibi olan kanser hastalarının da bir yakınını kaybetmiş kişiler olduğunu fark eden ve kendi kendini iyileştiren bir doktor. Bu kısımları sallamış olabilirim. Bana da psikolog söylemedi zaten. Netten okudum. Hazreti Google'dan hikayenin aslını öğrenebilirsiniz. Neyse saati 200 tl olan seansta psikolog bana bir form doldurttu. Benim şu anımdan başlayıp teee doğumuma kadar geçirdiğim hastalıklar ve travmalar ne varsa yazıp çizdik. Zilyon tane soru var. Anamın doğumları, varsa kürtajlarından tutun da benim çektiğim kahırlar, pişmanlıklar, çatışmalar. Misal sorulardan biri şuydu. Ana rahmine düştüğünüz zaman, annem bana hamileyken ebeveynlerimin hayatını derinden etkileyen şeyler. 3-4 jenerasyon geriye gidesiye. Tabi benim seans bizim sülalenin talihsizlik ve hastalıklarıyla dolu tablosuna yetmedi. Dolayısıyla iyileşmek için ne yapacağımı öğrenemedim henüz. Sadece şu an 15 aylık olan oğluma gebe kaldığımı öğrenmem ile yürek yangınım yeğenimin lösemisinin nüksettiğini neredeyse aynı gün öğrenmem dışında. Psikolog hissettiğim derin üzüntümü oğlumun üzerine alınacağını, bunun da oğlumda hayatı boyunca kurtulamayacağı fiziki ve psikolojik derin sıkıntılar yaşatacağını söyledi. Çocukların uykuda algısının çok açık olduğunu ve ona gebe kaldığımda beni aslında neyin üzdüğünü anlatmamı istedi. Şimdi oğlum Arif'e her gece, sokaklarda "Güloo benim canım halamm.." diye bağıra bağıra gezen, kocaman kapkara badem gözleriyle bana büyük bir sevgiyle bakan kuzeninin - benim Burağımın- benim için ne kadar değerli olduğunu, hastalığının beni nasıl üzdüğünü anlatıyorum. Arif'e kendisi rahmimde Allah'ın kudretiyle an be an büyürken nasıl mutlu olduğumu, onu ne kadar çok sevdiğimi ve üzüntümün asla ve asla onun SUÇU olmadığını anlatıyorum.. Açıkcası travmam arttı mı azaldı mı bilmiyorum. Rabbim kalbimize ferahlık verir inşallah.
İhtiyar hafızım geç de olsa sözümü tuttum. Bak daha da Davos'a gelmem bilesin :) Allaha emanet olun..

24 Haziran 2016 Cuma

yolcuyuz.....

Doğu görevi için,bulunduğumuz şehirden,samsun ve istanbulda ki ailelerimizi ziyaret etmek için, bu akşam iftardan sonra yola çıkacağız inş.
Evimden çıkıp,evime tekrar dönene kadar karşılaşabileceğim her türlü tatsız nahoş durumlardan Allaha sığınıyorum.
Ve bu sureçte, siz kıymetli okurlardan özel dua bekliyorum.
Tatilde yazabilirmiyim bilemiyorum.
Fırsat buldukça yazmaya çalışacağım inş.
Bloğumu ziyaret edip,yazılarımı okuyan,yorum yazan yada yazmayan,herkesi alemlerin rabbi olan Allaha emanet ediyorum.
Haklarınızı helal ediniz.
Ömrüm vefa eder, döner gelirsem tekrar burada kendimi iyi hissettiğim yerde olacağım.inş.
Dua eder,dua beklerim.
İhtiyar hafız


Rabbim!
Gireceğim yere dürüstlükle girmemi sağla; çıkacağım yerden de dürüstlükle çıkmamı sağla.
Bana tarafından,hakkıyla yardım edici bir kuvvet ver.
amin isra suresi 80. Ayet


Rabbim!
Doğrusu bana indireceğin her hayra muhtacım.
kasas suresi 24. Ayet

23 Haziran 2016 Perşembe

Allahım güçsüzlüğümü,zaafımı ve insanlar nazarında hakir görülmemi,sana şikayet ediyorum.
Ya erhamerrahimin.
Sen hor ve hakir görülenlerin rabbisin.
Beni kime bırakıyorsun?